Mimik Hareketleri: Yüz ve mimik hareketlerinin tekrarlanması, alın bölgesindeki çizgilerin belirginleşmesinde etkilidir. Örneğin, kaşlarımızı çatmak veya bilgisayar ekranına uzun süre bakarken gözlerimizi kısma alışkanlığı, yüz kaslarının kasılmasına ve alın çizgilerinin ortaya çıkmasına yol açabilir.
UV Işınları: Güneşin zararlı UV ışınlarına uzun süre maruz kalmak, cildin genel dokusuna zarar verirken aynı zamanda alın bölgesindeki kırışıklıkların oluşumunu da tetikleyebilir.
Stres, Yorgunluk ve Yetersiz Uyku: Günlük yaşantımızda yaşadığımız stres, yorgunluk ve yetersiz uyku gibi faktörler cildi olumsuz etkileyerek erken yaşlanmaya neden olabilir. Bu da genç yaşta bile alın çizgilerinin belirmesine yol açabilir.
Sigara ve Alkol Tüketimi: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, cildin yapısını ve doku beslenmesini bozar, cildin kurumasına ve kırışıklıkların artmasına sebep olabilir.
Susuz Kalma: Vücudun yeterince su almadığı durumlarda cilt kurur ve esnekliğini kaybeder, bu da alın bölgesinde kırışıklıkların oluşmasına katkıda bulunabilir.
Bu etkenlerin yanı sıra, yaşlanma süreciyle birlikte ciltteki kolajen ve elastin üretiminin azalması da alın çizgilerinin belirginleşmesine katkıda bulunur.
Hareketsiz dururken dahi alın bölgesinde oluşan çizgiler için yapılan bir dermal dolgu uygulaması, alın dolgusu olarak bilinir. Bu işlemde, çoğunlukla hyalüronik asit içeren dolgular tercih edilir. Bu tercihin en önemli nedeni, hyalüronik asit içeren dolguların 6 ila 24 ay içinde vücuttan tamamen atılabilir olmasıdır.
Alın dolgusu işlemi, öncelikle alın bölgesine lokal anestezik kremler uygulanarak başlar. Alındaki çizgilerin altına veya kırışık bölgelerin içine, enjeksiyon yoluyla hyaluronik asit enjekte edilir. İşlem sonrasında hafif kızarıklık veya şişlikler bir veya iki gün sürebilir. Etki süresi kişiden kişiye değişiklik gösterse de genellikle 9 ile 18 ay arasında kalıcılığını korur.
Dolgu tedavisi, yüz kaslarının hareketsiz olmasına rağmen alın çizgileri belirgin olan ve kaşlarını yukarı kaldırmasalar da alındaki kırışıklıkları gözlemlenen kişilere yönelik olarak uygulanır. Eğer sadece alın hareketlerinden kaynaklı çizgiler mevcutsa, bu durumda botoks uygulaması önerilir.
Dolgu malzemesi uygulamasında genellikle son derece ince uçlu iğneler tercih edilir. Ancak, hassas ciltlere sahip kişilerde bu iğneler morarma yapabilir. Şekillendirme amaçlı alın dolgusunda ise, iğne kadar ince ancak ucu sivri olmayan kanüller, yani yuvarlak ve esnek uçlu kanüller kullanılır. Bu sayede, dokuya yapılan enjeksiyonlarda morarma riski daha düşük seviyelere indirilmiş olur.